Otomobil tutkunları için drift, insana yaşadığını hissettiren yegane zevklerden biridir. Keiichi Tsuchiya abimiz otomobil dünyasının yaramaz çocuğu olarak bilinir. Japonya’nın virajlı dağ yollarında drift sporunun temellerini attıktan sonra otomobillerin artık eskisi gibi olmayacağı belliydi. Fabrika çıkışlı arka itiş otomobillerin bile yeterli sayılabilecek drift yetenekleri olduğu düşünüldüğünde bu sporun büyük kitlelere ulaşması an meselesiydi.
Otomobil dünyası, drift araçları ile çalkalanırken RC dünyasında drift nasıl gelişti?
Pek çok kişi başta AWD (4 Çeker) Tamiya araçlar ile drift dünyasına adım attı. Gerçekçilikten uzak ve ayar imkanı oldukça azdı ama özenerek boyadığınız kepleri sergilemek için harika bir ortamdı. Bu sayede RC Drift’in geleceği oldukça parlak görünüyordu. Pek çok üreticinin drift şasileri tasarlamaya başlaması ile yeni bir akım ortaya çıktı. Bunlar içinde en çok tutulanlar HPI E10 ve Tamiya TT01 gibi şaseler oldu. Türkiye piyasasında bolca gördüğümüz HSP ve Maverick 1/10 şasiler aslında birbirleriyle büyük ölçüde benzeşiyor. Fakat drift için uygun olmayan dönüş açıları, aktarım organlarının gerekli hassasiyeti vermemesi ve ince ayarlara imkan sağlamaması nedeni ile AWD CS şasilerin ortaya çıkmasını sağladılar. Günümüzde hala satılan E10 ve TT01 gibi araçlar şu an pek çok ailenin çocukları için aldığı basit araçlar statüsünde.
İkinci en büyük gelişim CS (counter steering) şasiler ile oldu. Bu şasilerde arka tekerlekler öne kıyasla daha fazla döndüğü için araçta arka itiş hissi uyandırdı. Ön ve arka dişli oranları ile oynayarak kullanıcıların CS oranını istedikleri gibi değiştirebilmesi de yeni bir ayar imkanı doğurdu. CS şasiler ile birlikte RC drift camiası altın çağını yaşamaya başladı. MST MS-01D , XXX D Vip – Sakura D3 , D4 – Yokomo Dib 2 ve benzeri şasiler ile birlikte ağırlık dengesi ve caster açısı gibi kavramlar daha da ön plana çıkmaya başladı. Bu yenilikler şasilerin ön bölümünde önemli değişiklikler yapılmasına da önayak oldu. Daha ince ve daha geniş açılı şaftlar ile 65 derecelere varan dönüş açıları elde edildi.
Artan açı ve caster derecesi ile 1,70 – 1,90 gibi CS oranlarında arka itişe yakın bir deneyim yaşamak mümkün. AWD CS araçların ön diferansiyeli oneway rulmanlı olarak gelmektedir. Bu sayede gaz verdiğinizde ön tekerleklere güç iletilir , gazı kestiğinizde ise tekerlekler rulmanların akışına kalır. Kayış ve motorun sürtünmesi olmadığından daha akıcı bir drift deneyimi elde edilir. Fakat yinede gerçekçi bir drift deneyimi elde etmek mümkün değil. Viraj ortasında gaza hafif dokunmanızla birlikte ön taraftan gelen çekiş gücü yüzünden kontrolünüz dışında bir kayma ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Dar bir viraj döneceğiniz zaman yada tandem drift yapacağınız zaman bu kontrolsüz kayma bazen sizi mutsuz edebilir.
“RWD, AWD araçlara göre daha gerçekçi ve daha tatmin edici” -Şükrü Kaan İnceay
RC drift dünyası için son adım RWD yani arka itiş şasiler oldu. Gerçekçi görünüm ve gerçeğe uygun ayar anlamında en büyük başarıyı RWD şasiler elde etti. MST RMX 2.0 S , Sakura D5 , Yokomo YD2 gibi RWD drift araçları şu an drift pazarının en gözde modellerinden bazıları. Gerçek bir drift aracındaki hemen hemen tüm ayarlara izin vermesi ve tüm sürüşün görsel bir şölene dönüşmesi pek çok kişiyi RWD drift araçlarına yöneltti. Asıl sorun gerçek bir drift aracını kontrol etmek bu kadar zor iken , bunu 10 kat ufak ve hassas bir araçta yapmak nasıl mümkün olacaktı. Bunun en basit çözümü Gyro kullanmak… Gyro sistemi aslında helikopterleri havada sabit tutmak için kullanılsada RWD drift araçlarında da kullanımı çok yaygın. Pek çok insanın yetişemeyeceği kadar hızlı bir şekilde ilk direksiyon hareketini yapıyor ve geri kalan kontrolü size veriyor. RC araba kumandalarındaki direksiyon sistemi yaylı yapıda oldu için direksiyon hep orta noktaya geri gelmeye çalışır. Fakat gerçek arabalardan biliyoruz ki drift sırasında direksiyon, aracın kaydığı yöne doğru dönmeye meyillidir. İste gyro size bu hissiyatı verir. Yine de her viraja girdiğinizde oldukça hassas ellere sahip olmalısınız. Ağırlık dengesi ,lastik ve kullandığınız zeminin uyumu çok önemlidir. Ağırlığı arka tarafa doğru kaydırdığınızda kullanım kolaylığı artacak fakat yol tutuşunda fark edilir farklar olacak. Tam tersine önden motorlu bir şasi seçtiğinizde ise daha gerçekçi hislere kavuşacak ama bu sefer de aracın arkasını kontrol etmekte zorlanacaksınız. Eğer doğru ayarları bulmak için yeterli sabrınız varsa çok büyük bir drift keyfi sizi bekliyor.
“Bence tercih RWD’den yana olmalı. Drift yaparken ön tekerleklerin hareketleri gerçekçiliği arttırıyor. Gerçekçiliğin yanında kullanımının da verdiği zevk de bambaşka. Bir virajı dönmek için verdiğin tüm tepkiler çok hassas olmalı. AWD’de böyle bir şey söz konusu değil. Her şekilde o virajı dönüyorsunuz ama pek bir zevk alamıyorsunuz.”
-Semih Can Acar
Şu zamana kadar 3 farklı seçenek gördük peki bunlardan hangisi size en uygunu ?